28 Şubat 2014 Cuma

Tüketmemek Adına..



           Hatırlarım cama dokunan yağmur damlalarını sanki ilk defa görür gibi, ilk defa koklar gibi kızarmış bir dilim ekmeği, ve ilk defa bu kadar uzaklaşmış gibi kendime halbuki bu kadar yakın hissederken 'ruh'umu.. 

                  Ruh hapis midir bedende yoksa yaşar mı başka yerlerde de.. O'nu olabildiğince uzak da hissedebilirken nasıl dokunulası oluverir incecik insan derisinin altında.. Ruh mudur dokunulan? Ten mi değen tene..Peki taşıyan özlemi..

                 Hissetmek,anımsamak kolay geliyor yazmaktan. Öldürüyoruz sözcükleri..Bakmayın öyle durduklarına, bir tanesi bile tek başına oluştururken gerçeği nasıl söylersiniz nefes almadıklarını..Kim duymamıştır kalp atışlarını..

                  Bağırır sözcükler,susar,utanır, alışır, alıştırır,küser,kimi zaman da utanmadan akar gider arasından dudakların.Ölür sözcükler..Yitirir anlamını.Belki bu yüzden kolaylaştıkça sözcükler korkarım yazmaktan,telaffuz etmekten. En kolayları en çabuk ölür,en kolayları en hassasları çoğu zaman.. Yoğunlaştıkça duygular basitleşir sözcükler,belki o yüzden böyle tıkanıp kalmak.

                 Hissetmek ve susmak ve yitirmemek,öldürmemek sözcükleri daha seçilesi böyle zamanlarda..

                 O yüzden yazmak daha zor şu ara,çünkü daha zor seçmek sözcükleri;tüketmemek adına.. Ondandır aklımda kalanların bir yağmur serinliği ile taze ekmek kokusu olması yumuşacık bir doygunluğun..

                  

                   

                    

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder