" elbet bir bildiği var bu çocukların
kolay değil öyle genç ölmek
yeşil bir yaprak gibi yüreği
koparıp ateşe atmak
pek öyle kolay değil
hem öyle bir ağaç ki şu yaşamak denilen şey
her bahar yeniden yeniden tomurcuklanır da
yalnız bir bahar çiçeklenir
a benim gülüm!"
En az yaşam kadar zor olan ölüm kapısını çalınca içimizden birinin ve birer birer eksiltmeye başlayınca ilmek ilmek ördüğümüz geleceğimizden küçülüyor harflerimiz,kısılıyor sesimiz önce. İçinde yaşadığımız dünyayı tekrar tekrar sorgulama isteği midir,kendi çevremizde döndüğünü sanır gibi yaşarken acı bir irkilme hali mi yoksa yıllar önce içine atılıverdiğimiz bu oyunun gerçek yüzünü görme travması mı;siz verin cevabını içinizde..
Nerede yaşarsak yaşayalım,kim olursak olalım;dilimiz,dinimiz,rengimiz her neyse milyarlarca göz aynı sabaha açılırken ve kısılırken aynı güneşe 'insan olma'nın ruhlarımıza verdiği en temel ve en ince gerçeği;vicdanımızın ayak izlerinin doğrultusu dışına mı çıktık yine?
Dedim ya küçüldü harflerim bugün;minicik kaldılar içimde;yazmak istediklerim dolandı birbirine.Büyük hüzünlerin sonuna biraz sessizlik,biraz kendimize dönmek ve düşünmek düşmeli belki.O yüzden ben de çok zorlamıyorum kalemi bugün,bu hüzün bu gerçek yeter bize bugün düşünmek için.
Hiç kolay olmasa gerek yemyeşilken yaprakların bırakmak kendini ölümün soğuk rüzgarına ondan "elbet bir bildiği var bu çocukların.." Ruhun şaad olsun Ahmet..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder